03.07.2020-16:11 (Son Güncelleme:03.07.2020-16:09)

Akşemseddin Hakkında Bilgi

Akşemseddin kimdir? Akşemseddin’in eserleri nelerdir? Akşemseddin’in tıp alanındaki çalışmaları nelerdir? Akşemseddin hakkında merak edilenlere haberimizin detaylarından ulaşabilirsiniz…

ÇOCUKLUK

1389 yılında Suriye’nin Şam kentinde doğan ve soyu Ebubekir’e uzanan Akşemsettin, 7 yaşında iken ailesi ile beraber Çorum’un Osmancık kazasının Sarpın kavak köyüne gelip yerleşmişlerdir. Akşemsettin henüz bu yaşında iken Kuranı Kerimi ezberleyip hafız olmuştur. Akşemsettin babasının ölümünden sonra Amasya’ya giderek medrese eğitimi almıştır. Burada müderris ünvanını alan Akşemsettin, bir süre müderrislik yapmıştır.

TASAVVUF HAYATINA GİRİŞİ

Tasavvufa merak sardığı için medreseyi bırakarak tüm İran’ı gezen Akşemseddin, burada kendisine tasavvufta önderlik edecek bir mürşit aradı; ancak bulamayınca Anadolu’ya geri döndü. Kendisine verilen tavsiyeler üzerine Hacı Bayram Veli’nin yanına giderek onun müridi oldu. Hacı Bayram Veli’nin en sevdiği mürid haline gelen Akşemseddin, bir süre sonra diğer müridlerin insanlardan yardım almalarından rahatsız oldu ve yeni bir mürşit bulmak üzere Halep’e gitti. Ancak Halep’te aradığını bulamayan Akşemseddin bir gece rüyasında Hacı Bayram Veli’nin kendisini çağırdığını hissedince, geri döndü ve Hacı Bayram Veli’nin yanında sıkı bir tasavvuf eğitimi aldı, kendisine Hacı Bayram Veli tarafından halife’lik verildi.

TIP İLMİNDE ÇALIŞMALARI

Hacı Bayram Veli’nin yanında tasavvuf ilmi üzerine çalışırken, bir yandan da doğal olarak yeteneği bulunan tıp ilmi konusunda Hacı Bayram Veli’nin de desteği ile ileri seviyelere kadar ilerledi. O kadar ki mikrobu ilk keşfeden alim olarak tarihe geçti. Hem bedeni hem de ruhi hastalıkları tedavi ederdi. Bu konuda Maddetü'l-Hayat isimli bir tıp kitabı yazmıştır; kitabında miropları insanlarda hastalık yapan ve insandan insana geçen tohumlar olarak tanımlamıştır. Hacı Bayram Veli yanında hem müridlik yapıp hem tıp ilminde ilerleyen Akşemsettin, halifelik almasının ardından ardından önce Beypazarı’na sonra da İskilip’e yerleşti. En son olarak Göynük’e yerleşen Akşemseddin ömrünün sonuna kadar burada yaşamıştır. Akşemseddin’in on çocuğu olmuştur. Bunların bıir kısmı alim olurken, bir kısmı da tasavvufa yönelmiştir. Oğullarından Fazlullah’a halifelik bırakan Akşemsettin, oğlu haricinde 4 kişiye daha halifelik bırakmıştır.

İSTANBUL’UN FETHİ

Akşemseddin İstanbul’un fethine oğulları ile beraber katılmıştır. Feyziyle ve dualarıyla Fatih Sultan Mehmet’e (Sultan II.Mehmet) önderlik etmiştir. Sultan II.Mehmet kendi yaşının küçüklüğüne rağmen Akşemsettin’in velilik makamının önemini kavramış ve ona son derece değer vermiştir. Fetih sırasında onun her konuda kati görüşlerine ısrarla müracaat etmiştir. Akşemsettin, henüz fetih devam ederken İstanbul Eyüp ilçesindeki surların olduğu yerde Eyüp Sultan’ın kabrini keşfetmiştir. Moralleri bozuk ve yorgun olan askerler için bu durum büyük bir motivasyon olmuş ve böylece İstanbul’u hızla fethetmişlerdir.

Fetih’ten sonra Sultan Mehmet kendisinden müridi olmak için izin istemiş ancak Akşemsettin padişahın asli görevlerini yerine getirmesinin daha farklı faziletleri olduğunu söyleyerek bu isteği kabul etmemiş ve Göynük’e geri dönmüştür. 16 Şubat 1459’da vefat etmiştir.

ESERLERİ

Risâletü'n-Nûriyye,

Def-i Metâîn,

Risâle-i Zikrullah,

Risâle-i Şerh-i Ekvâl-i Hacı Bayram-ı Velî,

Telhîs-ü Def-i Metâin,

Makâmât-ı Evliya,

Maddetü'l-Hayat.

Haber365
bilgi@haber365.com.tr