Ahmet Hamdi Tanpınar Kimdir?
Huzur, Beş Şehir ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanlarının yazarı Ahmet Hamdi Tanpınar hayatı ile merak konusu. Peki, Ahmet Hamdi Tanpınar nereli, şiir anlayışı nedir, eserleri neler, edebi kişiliği nasıldır, nasıl öldü ve mezarı nerede?
Türk edebiyatının yapı taşlarından olan Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Huzur’, ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ ve ‘Beş Şehir’ kitapları ile okuyucunun gönlüne ve aklına dokunmuş yazarlardan biridir. İşte, bugün hala eserleriyle gündemde olan Tanpınar'ın bilinmeyenleri...
KİMDİR?
Ahmet Hamdi Tanpınar, Hüseyin Fikri Efendi ile Nesime Bahriye Hanım'ın üçüncü çocuğu olarak 23 Haziran 1901’de İstanbul'da dünyaya geldi. İlkokul, ortaokul ve liseyi farklı şehirlerde okuyan Tanpınar bir yıl boyunca baytar mektebinde eğitim aldı. Henüz lise öğrencisiyken şiirlerinden tanıdığı Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar arasında edebi anlamda bir bağ oluşur. Öyle ki Tanpınar, Beyatlı etkisiyle 1919'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne girdi.
1923 yılında bitirdiği okulda Ahmet Hamdi Tanpınar'ın hocaları Yahya Kemal Beyatlı, Cenap Şahabettin, Necip Asım, Rıza Tevfik, Fuat Köprülü, Ferit Kam, Yusuf Şerif Kılıçel, Ali Ekrem Bolayır, Hüseyin Daniş gibi isimler oldu. Ahmet Hamdi Tanpınar, fakülteyi "Şeyhi'nin Hüsrev ve Şirin'i" adlı teziyle bitirdi. Tanpınar'ın şiir zevkinin oluşmasında Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Haşim’in şiirleri etkili olmuştur.
ŞİİRLERİ HANGİ DERGİLERDE YAYIMLANDI?
Türk edebiyatının usta ismi Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Altın Kitap’ dergisinde yayınlanan ‘Musul Akşamları’ şiiriyle adını ilk kez 1920’de yayınlanması ile duyurdu. 1923’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun olmasının ardından ‘Beş Şehir’i yazdığı şehirlerde; Erzurum, Konya, Ankara ve İstanbul'daki farklı okullarda estetik, mitoloji ve edebiyat öğretmenliği yaptı. 1920’den itibaren Tanpınar’ın şiirleri ‘Dergah’ ‘Milli Mecmua’, ‘Hayat’, ‘Görüş’, ‘Ülkü’, ‘Varlık’, ‘Oluş’, ‘Kültür Haftası’ ve ‘Alile’ dergilerinde yayınlanarak okuyucuyla buluşmuştur.
Tanpınar, sadece roman yazarı ya da şair değil, Türk edebiyatı tarihi açısından bir gelenek haline gelmiştir. Ahmet Hamdi Tanpınar, Türk halkının kimlik sorunu üzerine çokça kafa yormuş ve eserlerinde sık sık bu konuyu işlemiştir. Doğu - Batı medeniyeti arasında muallakta kalmış Türk aydınını ve Türk halkının portresini romanlarında karakterler üzerinden güzel bir şekilde işlemiştir. Bugün hala konuştuğumuz ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın da eserleriyle vatandaşlara yön veren toplumsal sorunlar coğrafyada var olmaya devam ediyor.
TANPINAR'IN ŞİİR ANLAYIŞI
26 yaşındayken Fransız şair Paul Valery'i okuduktan sonra estetik algısı yeni bir boyut kazanan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ilk düz yazısı ‘Hayat Dergisi’nde 20 Aralık 1928’de yaptığı çeviri ile farklı bir çalışma alanına başladı. Tanpınar, 1929'da E. T. A. Hoffmann'ın ‘Kremon Kemanı’ ile Anatole France'tan ‘Kaz Ayaklı Kraliçe Kebapçısı’ adlı kitapları çevirdi. 1930 yılına gelindiğinde Ahmet Kutsi Tecer ve Ahmet Hamdi Tanpınar Ankara’da ‘Görüş’ dergisinin çıkarmaya başladı. Tanpınar, 1932'de Kadıköy Lisesi'ne, 1933'te ise estetik mitoloji dersi vermek üzere Sanayi-i Nefise Mektebi'ne yani bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne atandı.
Bu yıllardan itibaren realist bir Batıcı olduğunu ifade eden Ahmet Hamdi Tanpınar, Doğuyu tamamıyla reddederken, sonrasında yenileşmenin gereğine inanmasına rağmen Osmanlı medeniyeti değerlerinin giderek kaybolmasından gelen bir hüzün de yaşadı. Ahmet Hamdi Tanpınar, 1939'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yeni kurulan ‘19. Asır Türk Edebiyatı Kürsüsü'nde profesör olarak görev alırken, Tanzimat'tan sonra Türk edebiyatı tarihini yazmakla görevlendirildi ve İslam Ansiklopedisi’ne de maddeler yazdı. 1942 yılında ise CHP Kahramanmaraş Milletvekili olarak Meclis'e girse de siyasete girmekten hiç memnun olmadı.
Bu yıllarda Ahmet Hamdi Tanpınar şiirlerinden daha çok romanlarıyla tanınıyordu. Ayrıca edebiyatçılığının yanı sıra edebiyat tarihi araştırmalarıyla tanınıyordu. İlk kez 1944 yılında ‘Mahur Beste’ romanını 1944’de tefrika şeklinde yayınladı. 1975 yılında kitap olarak yayınlanan Mahur Beste’yi Tanpınar, Lale Devri'nin ünlü hanende ve bestekarı Eyyübi Ebubekir Ağa'ya ithaf etti.
HUZURSUZLUĞUN ROMANI: HUZUR
Ahmet Hamdi Tanpınar Mahur Beste’yi yayımladıktan sonra 1948 yılında hem o dönemde hem de sonrasında okurların çok sevdiği ve büyük dersler çıkardığı ‘Huzur’ adlı romanını tefrika olarak yayımladı. Ardından bir yıl sonra 1949 yılında Huzur romanı kitap olarak okuyucu ile buluştu. Huzur romanında da olduğu gibi Tanpınar, musikisiyle de ilgilenen, eserlerinde zaman duygusunu, mazi düşüncesi ve rüya estetiğini sıkça işleyen yazar, psikolojik tahlillere geniş yer verdiği hikaye ve romanlarında batılılaşma ve gelenekler arasında kalan kişilere odaklandı. Bir süre Milli Eğitim Müfettişliği de yapan Tanpınar, 1949'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde yeniden görev yapmaya başladı.
Tanpınar hakkında geniş çalışmalar yapan İnci Enginün, Tanpınar'ın insanı ele alış şekline yönelik, "İnsanın, etrafındaki terkibin bir parçası olduğuna inanan yazar, onları geniş çevreleriyle, bir ufacık hadisede derinleştirilen psikolojileriyle verir. Bunu yaparken de imajlarla zengin, Türkçenin en yüksek mizahi ve ironik üslubuyla, onları ve hayat karşısındaki tavırlarını anlatır." tespitinde bulundu
Ayrıca Tanpınar, anlatmaya çalıştığı meseleleri bağırarak veya hararetli şekilde anlatmak yerine oldukça kısık bir sesle doğru cümleleri ve kelimeleri kullanarak anlatmayı adet edinmişti. Romanlarındaki karakterlerinde ki konuşmaları da insanı yavaş yavaş etkisi ve büyüsü altına alıyordu. Eserlerinde insanı büyüsüne alan güçlü anlatımı ile okuyucuyu hızlı bir şekilde etkisi altına alabiliyor.
Huzur eserinde hayatında yaşadığı huzursuzluğu, ikilemi ve yaşadığı dönemi açıkça ortaya koyan Tanpınar, Mahur Beste ve Huzur eserleriyle birlikte üçleme oluşturan Sahnenin Dışındakiler eserini de 1950 yılında tefrika etti. Tanpınar Sahnenin Dışındakiler romanında ise Anadolu'da süren Kurtuluş Savaşı ve İstanbul'daki aydınlarla birlikte halkın değişik kesimlerinden insanların farklılaşan hayatları ve bu mücadeleye dahil oluşlarını işlemiştir. Sahnenin Dışındakiler kitabı da 1950'de tefrika edilip, vefatından sonra 1973'te basılmıştır.
NE İÇİNDEYİM ZAMANIN / NE DE BÜSBÜTÜN DIŞINDA
Türk edebiyatının çınarı olan Ahmet Hamdi Tanpınar, Doğu-Batı ekseninde bocalayan ruh halini ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde anlatarak okuyucusunu da bu hissi büyük oranda yansıtmıştır. 1961 yılında yayınlanan eseri Saatleri Ayarlama Enstitüsü’de de diğer eserlerinde olduğu gibi kendine özgü anlatım tarzı, yazı dili ve işlediği konular okuyucuyu oldukça etkilemiştir. Tanpınar şiirde kendinin, hikaye ve romanlarında ise hem kendinin hem de diğer insanların peşinde olduğunu ifade etmiştir. "Kelimenin en hakiki manasıyla Avrupalı fakat aynı zamanda da en derin ve güzel bir şekilde milli" olduğunu ifade eden Tanpınar Doğu-Batı çekişmesini hemen hemen her eserinde okura vermiştir.
Tanpınar, edebi eserin ana unsurlarını mükemmeliyet, hayat tecrübesi ve dil temellerine oturttu. İstanbul, Bursa, Ankara, Erzurum ve Konya şehirlerini doğal, tarihi ve kültürel yapılarıyla anlattığı "Beş Şehir" isimli eseri de kaleme alan Tanpınar, romanlarında gerçekçi ve sosyal sorunlara eğilen tarzıyla dikkati çekti. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın birçok eseri ancak ölümünde sonra kitap olarak yayınlandı. Bunlardan bir tanesi de ölümünden sonra notları arasından toparlanarak 1987 yılında yayına hazırlanan ‘Aydaki Kadın’ romanıdır.
Geçirdiği kalp krizi nedeniyle 23 Ocak 1962'de İstanbul'da vefat eden Türk edebiyatının unutulmaz isminin mezarı da merak konusudur. Ahmet Hamdi Tanpınar mezarı Aşiyan Mezarlığı'nda Yahya Kemal Beyatlı’nın mezarının yanı başında bulunmaktadır. Mezar taşında, kendi dizeleri olan "Ne içindeyim zamanın/Ne de büsbütün dışında" ifadeleri yer almaktadır.
ESERLERİ
Romanları
- Huzur
- Mahur Beste
- Sahnenin Dışındakiler
- Saatleri Ayarlama Enstitüsü
- Ay'daki Kadın
Şiirler
- Bütün Şiirleri
- Seçmeler
- Abdullah Efendi’nin Rüyaları
- Yaz Yağmuru
Diğer Eserleri
- Tevfik Fikret Hayatı Şahsiyeti Şiir ve Eserlerinden Parçalar
- Namık Kemal Antolojisi
- 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi
- Yahya Kemal
- Edebiyat Üzerine Makaleler
- Mücevherlerin Sırrı
- Edebiyat Dersleri
- Beş Şehir
- Yaşadığım Gibi
- Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Mektupları
- Tanpınar’dan Hasan Ali Yücel'e Mektuplar>