İzmirli üreticilerin Monsanto’ya açtığı dava kamuoyunda yankı buldu: Tarım tekellerin insafına bırakılamaz
İzmirli çiftçilerin, hem GDO’lu tohum, hem de onları ilaçlamakta kullanılan ürünleri üreten Monsanto şirketine karşı hukuksal mücadele başlatmasıyla ilgili haberimiz kamuoyunda yankı buldu. Kendisi de üretici olan Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi Sen) Genel Başkanı Abdullah Aysu, dünyadaki tohum tekellerinin köşe başlarını tuttuğunu belirterek onların çıkarlarını savunan hükümetlerin tarımı uçuruma sürüklediğini vurguladı.
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi de sorunun kaynağının GDO’lu üretimde olduğunu vurgulayarak “Tarımsal üretim yapacağız derken zehirleniyoruz” dedi.
‘Zehir Savaşçıları’
Bergamalı çiftçiler Hamza Kural ve Tahsin Sezer ile Avukat Senih Özay, kanserojen olduğu tescillenen “glifosat” maddesini içeren zirai ilaçların yasaklanması, piyasadan toplatılması ve üretici şirketin lisansının iptali istemiyle Ankara İdare Mahkemesi”ne başvurmuştu. Söz konusu dava gazetemizde, “Zehir Savaşçıları” başlığıyla yer almıştı.
Çiftçi Sen Genel Başkanı Aysu, tekellerin ve onların çıkarlarını savunan hükümetlerin tarımı uçurumun kenarına sürüklediğini söyledi.
Yerel tohum kullanılması ve zirai ilaçlardan uzak durulması gerektiğini vurgulayan Aysu, “Zirai ilaç sektöründe faaliyet yürüten 7 tekel var. Bu şirketler her yeri tutmuş durumda. İlaç ve tohum firmaları birleşiyor. Bu tekelleşme beraberinde sağlıksız bir tarım ekonomisine neden oluyor. Bunlara karşı yerli tohum kullanarak karşı koyabiliriz. Aynı zamanda küçük aile çiftlikleri modeliyle verim arttırılabilir. Birleşmiş Milletler’in araştırması gösteriyor ki yerel tohum kullanılan aile çiftliklerinde verim yüzde 50 ile yüzde 175 arasında artıyor. Fakat hükümetin derdi tarımı şirketlere devretmek olduğu için verimliliği arttırmaya yönelik çaba harcamıyorlar” dedi. Tarımsal üretimdeki en büyük problemin kimyasallar olduğuna dikkat çeken Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Ferdan Çiftçi de “Tarımsal üretim yapacağız derken zehirleniyoruz. Kültürel önlemlerle tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımının önüne geçilmesi gerekiyor” diye konuştu.
‘Muhtemelen kanserojen’
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya da, glifosatın etkileri üzerine Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yaptırdığı araştırmanın sonuçlarının Monsanto yetkililerince çarpıtıldığını ifade etti. Araştırma sonuçlarında geçen “muhtemelen kanserojen” ifadesinin bilimsel terminolojiyle ilgili olduğunu söyleyen Özkaya, “Bu ifade, ‘Bu ilaç kanserojen madde içermektedir’ anlamına geliyor. Testler doğrudan insanlar üzerinde denenemediği için ‘muhtemelen’ ibaresi kullanılıyor. Fakat şirket yetkilileri bu ifadeyi çarpıtarak sanki bir ‘ihtimal’den söz ediliyormuş gibi davranıyorlar. Halbuki hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen deneyler gösteriyor ki, glifosat kanserojendir” dedi.
Son Dakika Sağlık Haberleri için aşağı kaydırın