Avrupa Birliği (AB) Meriç Nehri'ni kullanarak Türkiye'den yasadışı şekilde geçmeye çalışan göçmenleri engellemek amacıyla 3 milyar euroyu gözden çıkartarak, Yunanistan sınırında dijital bariyer inşaa etti. Pandemi döneminde hiç duyurulmadan sessiz şekilde tesyleri yapılan sistem sayesinde iki ülke arasındaki 200 kilometre uzunluğundaki sınırdan AB'ye illegal yollardan göçmen girişinin durdurulması hedefleniyor.
Dünyada yavaş yavaş normalleşmeler başlarken Avrupa göçmenlere 'Dur' mesajı veriyor.
Yıl sonuna kadar hayata geçirilmesi beklenen projede sınır koruma polis botu ve yalan detektörü de yer alıyor. Öte yandan göçmenleri sınırdan uzaklaştırmak için otomatik gözetleme ağı ile nehirde ve karada görev yapan devriyelerin projektör ve uzun menzilli akustik cihazlar kullanılıyor.
SES BOMBALARI TÜRKİYE'YE DOĞRU ATILIYOR
Yunan sınır polisi, zırhlı bir kamyon vasıtasıyla oldukça şiddetli gürültü çıkaran patlamaları sınırın üzerinden Türkiye'ye doğru atıyor. Araca monte edilmiş, uzun menzilli akustik cihaz veya "ses topu", küçük boyutta olmasına rağmen bir jet motorunun ses düzeyinde gürültü çıkarma gücüne sahip.
MERİÇ NEHRİ BOYUNCA ÇELİK DUVAR
Ayrıca yapılan çelik duvar, Yunanistan ve Türkiye’yi birbirinden ayıran Meriç Nehri'nde sıklıkla kullanılan geçiş noktalarını kapatıyor. Nehir yakınlarındaki özlem kulelerine uzun menzilli kameralar, gece görüşü ve çoklu sensörler takılıp tarama kolaylaştırılıyor. Görüntülerde hareketlilik saptandığında yapay zeka analizi kullanılarak şüpheli hareketleri saptamak için kontrol merkezlerine gönderiliyor.c
Bölgenin sınır koruma otoritesi başkanı Polis Binbaşı Dimonsthenis Kamargios, ''Neler olup bittiğine dair net bir 'sınır öncesi' resmine sahip olacağız. Görevimiz göçmenlerin ülkeye yasa dışı girişlerini engellemek. Bunu yapmak için modern ekipmanlara ve araçlara ihtiyacımız var''dedi.
AVUÇ İÇİ TARAYICILARINA DA SAHİP
Türkiye Yunanistan arasına inşa edilen dijital bariyer, avuç içi tarayıcılarına da sahip. Bu özellik sayesinde bir kişinin elindeki çizgiler kaydediliyor, biyometrik veri olarak kaydediliyor ve saklanan kişileri ortaya çıkarmada önemli rol oynuyor.
Pandemi sebebiyle, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin sığınmacılara yapılan insan hakları ihlalleri ve orantısız güç kullanımlarının farkedilmesi daha da arttı. AB ülkeleri pandemi döneminde en az sayıyla 40 bin sığınmacıyı Avrupa'dan geri püskürtmek için yasa dışı yöntemler kullandı ve bu operasyonlar 2 binden fazla göçmenin ölümüne neden oldu. Yasa dışı yöntemlerde gözaltından tacize, çıplak aramalardan işkencelere kadar bir çok ihlal bulunuyor.
SIĞINMACI GEMİLERİN DURDURULMASI İÇİN PARA ÖDENDİ
Uluslararası Göç Örgütü'nün verilerine göre, 2020 yılında yaklaşık yüz bin göçmen deniz ve karadan Avrupa'ya geçti, bu sayı 2019'da yaklaşık 130 bin, 2017'de ise 190 bindi. Ancak, Ocak 2020'den itibaren bu sayılardaki düşüşe rağmen İtalya, Malta, Yunanistan, Hırvatistan ve İspanya'nın göçmenlere karşı tutumu sertleşti.
Sınırların pandemiden dolayı kısmi ve tam kapatılmasından bu yana dek, bu ülkeler Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelere para ödeyerek tehlikeli durumdaki teknelerin durdurulması ve içinde bulunan yolcuları gözaltı merkezlerine gitmesi için özel gemiler görevlendirdi. Sivil Toplum Kuruluşları (STK) İnsanlara şiddet uygulandığına, sınırlarda çıplak soyulduğuna veyahut denizde bırakıldığına dair birçok rapor hazırladı.