Tıbbi Farmakoloji ve Fitoterapi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Iraz, akciğer kanseri tedavisinde uygulanan fitoterapi yöntemi hakkında bilgi vererek,“Tamamlayıcı tıp uygulamaları içinde yer alan fitoterapi, immunoterapi ile aynı mekanizmaları hedeflemektedir. Farklı olarak fitoterapi doğal ürünler kullanarak yan etkileri sıfırlamaya çalışmaktadır,” dedi.
EN SIK GÖRÜLEN KANSER TİPİ
Akciğer kanserinin günümüzde de en sık görülen kanser tipi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Mustafa Iraz, "Eskiden erkeklerde daha sık görülen akciğer kanserinin bayanlardaki görülme sıklığı da her geçen gün artmaktadır. Hava kirliliği ve sigara, akciğer kanserinin en önemli nedeni olarak gösterilmektedir. Sigara içenler içmeyenlere göre 10 kat daha fazla akciğer kanseri riskine sahiptirler. Pasif içiciler ise pasif içici olmayanlara göre 30 kat daha fazla akciğer kanseri riski altındadırlar. Kansere yakalanma süresi günde kaç sigara içtiğinize bağlıdır. Bununla birlikte, çalışmalar sigarayı bırakmanın riski azalttığını göstermektedir," şeklinde konuştu.
‘YAN ETKİLERİ SIFIRA İNDİRMEK AMAÇLANIYOR’
"Tamamlayıcı tıp uygulamaları içerisinde yer alan fitoterapide, immunoterapi ile aynı mekanizmaları hedeflemektedir. Farklı olarak fitoterapi de doğal ürünler kullanılarak yan etkileri sıfıra indirmek amaçlanır," diyen Dr. Iraz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Beta glukanlar bağışıklık sistemini düzenler ve daha verimli hale getirebilir. Beta glukanlar tümörlere veya virüslere bağlanan ve onu yok etmek için çeşitli kimyasallar salan beyaz kan hücrelerini (lenfositler) uyarabilir. Beta glukanlar; mantarlar, arpa, yulaf, ekmek mayası gibi gıdalarda bulunmaktadır. Beta glukan Japonya, Avustralya, Güney Kore ve Tayvan gibi ülkelerde kanser tedavisinde bağışıklığı güçlendirici tedavi olarak onaylanmıştır.”’
‘KANSER HÜCRELERİNİN ÖLMESİNİ SAĞLIYOR’
Prof. Dr. Mustafa Iraz, "Hücre içine giren bazı bitkisel materyallerin başta demir olmak üzere hücre için kritik öneme sahip elemanlarla birleşerek kanser hücresini ölüme götürebilmektedir.
Kanserin yaygın biçimlerini önleyen, bağışıklığı artıran, astım gibi diğer ciddi koşullarla ilişkili semptomları yavaşlatarak vücudumuza yarar sağlayan selenyum ise şu gıdalarda bulunuyor: Yumurta, ciğer, somon balığı, mantar, hindi ve tavuk göğsü. Bir hücrenin canlılığını sağlıklı devam ettirebilmesi için demir, magnezyum, çinko, bakır, iyot, selenyum gibi elementlerin dengeli alınması gerekmektedir. Bu gibi elementlerin dengeli olarak alınamaması durumu da kanserleşmenin önemli nedenlerinden biridir. Kanser hastalarındaki eser element eksiklerinin giderilmesi gerekir. Ispanak, kinoa, badem, kaju fıstığı, Meksika fasulyesi ve soya fasulyesi magnezyum açısından yüksek gıdalardandır,” diye konuştu.