Toplum sıklıkla ağlamayı zayıflık belirtisi olarak görür. ancak hiç de öyle değil.
Araştırmacılara göre, ağlama parasempatik sinir sistemini (pns) aktive ediyor. aktive edildiğinde, pns'nin beyinde sakinleştirici bir etkisi vardır.
Yüksek tansiyon, felç, kalp krizi, kalp yetmezliği, demans ve hatta böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. fakat iyi haber şu ki, birkaç araştırmaya göre , ağlamak sadece kan basıncını düşürmekle kalmıyor, kontrol altında tutuyor, ama yoğun bir ağlama seansı da nabzı sabitleyebiliyor.
Fiziksel acı çekerken birkaç gözyaşı genellikle istemsiz bir şekilde yayılır. bu, vücudun ağrı hissini azaltma yöntemidir. araştırmalar, kendi kendine yatıştırıcı olmanın yanı sıra duygusal gözyaşı dökmenin oksitosin ve endorfin salgıladığını da buldu. bu kimyasallar insanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlar ve ayrıca hem fiziksel hem de duygusal acıyı hafifletebilir.
Ağlarken gözlerinizden akan gözyaşları, duman ve toz gibi döküntüleri gözlerden temizleyebilir . ayrıca, ağladığımız zaman gözyaşlarımız vücutta stres nedeniyle biriken toksinleri atıyor. toksinlerin bu şekilde uzaklaştırılması, vücuttaki kortizol seviyelerinin düşürülmesine yardımcı olarak daha hafif bir ruh hali sağlar.
Çeşitli nedenlerden dolayı ruh hali değişimleri olabilir. bu nedenlerden biri, vücutta manganez birikimidir. ağladığımızda, bu fazla manganez gözyaşlarımızla birlikte vücuttan akar. bu vücuttaki konsantrasyonunu azaltır ve sonuç olarak sakin ve odaklanmış hissetmenizi sağlar.