Adım adım Çin, Rusya savaşına gidiyoruz

Erdal ŞİMŞEK/ANALİZ

Rusya bekleneni yaptı. Devlet Başkanı Lukaşenko’ya işaret vererek Belarus ordusunu harekete geçirdi. Belarus ordusu iki yöne doğru yoğun bir faaliyet içerisine girdi. Zırhlılar, Litvanya'ya doğru gitti, Hava Savunma sistemleri ile balistik füzeler de Moldova istikametine doğru yürüyor.

Lukaşenko, bu hareketlilik için askeri tatbikat dedi. Ve tabii olarak hiç kimse buna inanmıyor. Hatırlarsanız Ukrayna krizi sırasında Rusya, Putin’den en alt devlet görevlisine kadar Ukrayna’yı işgal etmeyeceklerini dünyaya taahhüt ettiler. Ama askeri yığınağını tamamlar tamamlamaz Ukrayna’yı işgal etti. 

Moldova, Transdinyester bölgesinden dolayı Rusya ile ilgili büyük bir sorun yaşıyor.

Peki neden Lukaşenko ordusunu Moldova sınırına yığıyor? 

Moldova aslında Romanya’nın bir parçası. Moldov halkı diye bir halk yok. Çünkü Moldova denen yer Romanya’nın bir parçası ve Moldovlar Rumen halkıdır. Romanya ile lehçeleri, Türkiye Türkçesi lehçesi İle Azerbaycan lehçesinden daha yakın. 

Ve burası Romanya’dan koparılarak kurulmuşu bir minik ülke. Nüfusu bizim neredeyse en küçük ilimizin toplamı kadar. Ve bu Transdinyester aynı zamanda Ukrayna ile sınır. Rusya bu bölge üzerinden hak iddia ediyor ve Sovyetler Birliği döneminden bu yana işgal etmiş durumda. İşte Ukrayna buraya saldırırsa, Moldova da savaşın içine çekilecek. 

Moldova’yı küçük bir ülke olarak biliriz ama Moldova halkı dediğim gibi Rumendir. Ve ABD yıllardır Romanya’yı tam bir askeri mühimmat deposu haline getirmiştir. Binlerce Amerikan askeri ve binlerce zırhlı muharebe araçları var.

Romanya’ya on binlerce muhtelif menzilli füze ve roketler yerleştirdi. Romanya’nın Karadeniz limanları kelimenin tam anlamı ile Amerikan askeri limanlarına dönüşmüş durumdadır. 

Romanya’nın bu savaşa destek veya askerî harekât olarak dahil olması demek, Rusya’ya ağır bir darbe vuracak.

 B da Batıdaki ikinci cephe olduğu gibi, Avrupalıları da tir tir titretecektir. Başından beri bu krizin bir oyun olduğunu, fakat daha sonra Rusya bu sahneden atılacağını anlayınca oyunun kuralının dışına çıktığını söylemiştim hatırlarsanız. İngiltere ve ABD, dünyayı yeniden paylaşmak ve sömürmek için Rusya ile ortaklaşa kurguladıkları bir oyundu. Burada esas hedef Çin halk Cumhuriyeti’dir. Ama Rusya kendisinin de buna kurban edileceğini görünce verilen repliğin dışına çıktı. Rusya'nın Moldova’ya saldırması demek, Romanya’nın direk savaşa katılması demektir. Bu da Avrupa birliğini savaşın içine çekmek olacaktır. İşte bu Avrupa’yı çok korkutuyor.

Diğer yandan Ruslar hiç beklemediğim bir aptallık yaptılar. Kusura bakmayın aptallık dedim ama bu yaptıkları diplomatik hata, aptallıktan başka bir şey ile izah edilemez. 

Lavrov gibi dışişleri ve diplomasi duayeni, “Rusya'nın Kissengeri” olarak bilinen bir adam bu hatayı nasıl yaptı aklım almış değil. Demek ki Rus akil devletinde ağırlığı pek yok. 

Rusya ne mi yaptı? 

Japonya Dışişleri Bakanı ile Başbakanına Rus topraklarına girme yasağını getirdi.

Hatırlarsanız Rusya-Ukrayna savaşı başlar başlamaz, Japon medyasından küçük bir haberi sizinle paylaşmıştım. Haberde, “Japonya, 1 milyon askeri aynı anda donatıp hazır hale getirecek askeri altyapı kuruyor. Yani bir milyon askerin levazım ve mühimmat ihtiyacını karşılayacak fabrikalar vs kuruyor” şeklinde bir haberdi. Aynı sıralarda Japonya, şu anda Ruslarda olan Kurill adaları üzerindeki hak talebini 50 yıl sonra yeniden dile getirmişti. 

Ve demiştim ki ABD, doğudan da Rusya’ya Japonya üzerinden dalacak. Bu o anlama geliyor. Ve Ruslar, bunu göremeyecek kadar gözleri kör veya güç zehirlenmesi yaşıyorlar. Aldıkları bu kararla Japonya'nın kendilerine açık savaş ilanı için bir koz vermiş oldu.

Böylece Japon Askerleri olası bir savaşta Kurill adaları ile durmayacakları ve kara Rusya’ya ayak basacakları kesin ve net bir durumu ortaya koyacaktır. Japon askerinin Asya anakarasına ayak basması demek, Çin Halk Cumhuriyeti’ne açık, yakın ve sıcak tehdit demektir. Çin buna bigâne kalmaz ve karşı müdahalede bulunacaktır. İşte tam da BAD ve İngiltere’nin istediği de bu. Çin’e Güneyden ve batıdan da saldırtacaklar. Güney Kore ve Hindistan, üzerinden de cepheler açacaktır. 

Ve ortaya attığım “III. Dünya Hibrid savaşı” tezi tam anlamı ile başlamış olacak. Sibirya’dan Orta Asya’dan İran’ın işgali altında bulunan Belucistan’a kadar geniş bir ateş çemberi olacak. Yani Rusya’nın ve Çin’in dört bir tarafı ateş çemberi ile kuşatılacak. 

ABD-İngiltere Krallığı’nın başını çektiği “İngilizce konuşan ülkeler” çetesi (AUKUS) böyle dünyanın tamamını fiili olarak sömürmeye başlayacak.